Başkan USLU”dan Çarpıcı Başlıklar

Aykosan Sanayi Sitesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Necmi USLU:”Aykosan”da Olmaz Denilenler Oldu, Yapılamaz Denilenler Yapıldı”dedi.

Aykosan Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nemci Uslu, 2019 yılını ve 2020 yılıyla ilgili Aykosan Çalışma ve Faaliyetleriyle İlgili son derece önemli bilgileri paylaştı.
Başkan Uslu Turkiye Esnaf Gazetesine yaptığı açıklamada birbirinden çarpıcı paylaşımlarda bulundu.Başkan Uslu, Aykosan”da olmaz ve yapılamaz denilenlerin yapıldığını,yeni yönetim ile Aykosan”da Milattan önce döneminin kapanıp, milattan sonra döneminin başladığını ifade ederek,Aykosan”ın örnek bir yönetişim ile yönetildiğini ve Aykosan”da yüksek ses”in sadece gülerken duyulduğuna dikkat çekti.Başkan Uslu,Sanayi Site Başkanları”nın bölge başkanlığı karşısında Kukla Başkan olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizerek, Uygunluk Belgesi verilmesi notasında OSB”nin Site Başkanlarını ezip geçmemesi gerektiğine değinerek,”Dünya 5”den Büyüktür denildiğinde algıda bir heyelan başlamıştı ve bu durdurulamadı.Bende Mehmet Necmi Uslu olarak diyorum ki Bölgede Yönetim ve Yönetişim Anlayışıyla İlgili Bir Heyelan Başlamıştır.Bu durdurulamaz,devam edecektir” dedi.Başkan Uslu,Aykosan Yönetimi Adına yaptığı açıklamada şunları söyledi:

-2019 Nasıl geçti.Göreve geldiğinizden beri Aykosan”da neler değişti,2020 yılı hedeflerinizde Aykosan ve Bölge için ne gibi çalışma ve projeleriniz var?

-2019 yılı gayet güzel geçti.Biz Aykosan yönetimine geldikten sonra yaklaşık bir buçuk yıl oluyor.Sizlerinde bildiğiniz gibi Aykosan”nın geçmişten kaynaklı bir çok problem ve sorunları vardı.Bizim için son derece önemli olan ve acil temizlenmesi gereken Aykosan”nın bankalar sicilimizi temizlememiz gerekiyordu.Allaha şükürler olsun ki bunu başardık.Aykosan”nın bankalarda ki kara listesini pırıl pırıl yaptık.
Aykosan”nın projelerinde olan ancak yılan hikayesine dönen Aykosan Cami Projemizi bütün olumsuzluklar rağmen hayata geçirdik ve herkesin de görüp şahit olduğu şekilde camimizi bitirme aşamasına geldik.Bu konuda bizleri yalnız bırakmayan ve cami projemizle ilgili maddi manevi desteklerini veren her kese kalbi duygularımla teşekkür ediyorum.Büyük bir gayret ile camimizin imalatı son hızla devam ediyor. Allah nasip ederse Aykosan Camimiz 2020 yılının Ramazan Ayı”nın ilk haftasında Aykosan”ın adına layık bir şekilde açılışını yapacağız.Camimizin peysaj ve çevre düzenlemesiyle ilgili Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu her türlü desteği vereceğine dair söz verdi.Diğer yandan Camimizin görsel görüntüsüne gölge düşüren Tırafonun da yerinden sökülüp uygun alana kurulmasıyla alakalı nakil çalışmaları yapılacak.
Bir diğer konu da Aykosan”da adeta kangiren olmuş ve bütün hastalık ve marazların kaynağı olan kapı kontrol sistemlerimizi ve Aykosan”ın otopark sorununu çözmek için yönetim olarak seferber olduk.Kararlı ve titiz çalışma ile Aykosan”da 12 bin 500 metrekare otopark alanı yarattık.
Bilindiği gibi Aykosan giriş çıkışlarında ki eksikliklerden kaynaklı Aykosan adeta yol geçen hanına dönmüştü. Biz bunun acilen çözüme kavuşturulması için işe kapılarımızla alakalı çalışmalardan başladık.Bu konuda aykosan son derece sıkıntılı süreçler yaşamış, yaşamaya da devam ediyordu.Biz sivrisinekle mücadelemizi geçici çözümlerle değil bataklığı kurutarak çözümler getirdik. Kapı giriş-çıkışlarında önceden sadece kontrol vardı ve yeterli değildi. Biz bunu günün teknolojik imkanlarıyla iyileştirme kararı aldık ve kapı giriş çıkışlarımıza hassas sistemler koyduk.Araç giriş çıkışlarında artık plaka okuyan sistemimiz var.
Aykosan”da şu anda kapılarımız tamamen güvenli hale getirilmiş durumda. Bu durum son derece önemli bir konudur. Aykosan kapı güvenliği meselesi başta Aykosan”nın olmak üzere bölgemizinde güvenliği ile ilgili son derece önemli bir çalışmadır.Bu konuda yerinde aldığımız kararlarla bunu başardık.Bu kapsamda çok önemli ve adeta maraz haline gelen bu sorunu kökünden çözdük.Bu çalışma ile birilikte Aykosan”da işlenen suç oranı yüzde yüz oranında düşmüş oldu. Aykosan yönetimi olarak kararlı çalışma ile olası çok büyük suç ve olayların önüne geçtik.Kapı kontrol, güvenlik ve otopark meseleleri birbirlerine bağlı meselelerdir ve son derece stratejik birbiriyle entegre olan suçların oluşmasında büyük bir başarı sağladık.Bizim için bu mesele son derece önemli olduğu kadar, bölge içinde son derece önemli bir meseledir.Bu meseleyi çözerek hem Aykosan”ın, hem de Bölgemizin güvenliği ile alakalı büyük bir çalışma yaptığımızı altını çizerek söylemek istiyorum. Aykosan”da sözü edilen bu çalışmanın sonucunda Aykosan”da küçük fare hırsızlıklarının dışında geçmişte yaşanan o büyük hırsızlıkların hepsini önledik.Yaklaşık 30 kişinin çalıştığı sitemizde elbette ki bir takım münferid olaylar yaşanıyor.Ancak bu suçlar da her geçen gün düşüş gösteriyor. Çünkü bunları kontrol sistemlerimiz ile kontrol ediyor ve bu sistemlerimizi sürekli geliştirme çalışmaları yapıyoruz.Bir buçuk yıllık Aykosan Yönetimi olarak, Aykosan Yönetimi geçmişte yaşanan büyük ve kapsamlı bütün suç kaynaklarının önünü kestik.
Özetle bu sistemimizi kurduktan sonra Aykosan”da kayda değer suçlarda büyük bir düşüşler oldu ve çok ciddi suçlar Allaha şükür ki yaşanmadı,inşallah bundan sonra da yaşanmaz.Kısacası biz bu konuda da Aykosan”nın tarihinde görülmemiş bir çalışmayı başardık. Yani Aykosanın tarihinde şimdiye kadar sözüm ona yapılan benzeri çalışmalarda böyle bir sonuç asla alınamamıştır. Bu nedenle bu konu Aykosan için ve bölge için son derece önemli bir meseledir.Biz yönetim olarak bu çalışmaya da imzamızı atan yönetim olduk.
Aykosan”da daha önce amiyane değimle sık sık tırlar patlatılır,iş yeri ve fabrikalardan mallar çalınırdı ki biz bu sözünü ettiğimiz sistemimizle ve sistemli çalışmalarımızla bütün bu büyük boyutlu suçların önüne geçtik.
Aykosan yönetimi olarak bu önemli meseleleri yönetim olarak çözmeye çalışırken elbette ki hala bazı çevreler bizleri eleştirmeye devam ettiler, ediyorlar.Biz Aykosan için ne yapılması gerekiyorsa onları yapıyoruz ve biz bildiğimiz ve yapılması gereken çalışmalarla alakalı doğrulardan asla taviz vermiyoruz. Aykosan adına yapılması gereken çalışmalara kararlılıkla devam ediyoruz.

-Sayın Uslu bu kadar önemli bir çalışmalarda hala eleştiriler alındığından söz ettiniz. Bu konuyu biraz açar mısınız?

-Elbette. Konuşulacak o kadar mevzu ve mesele var ki. Eleştiriler elbette olacak, olmalıdır da.Ancak yapılan eleştiriler de dozaj kaçmamalıdır.Bu duruma hem Aykosan içinde hem de bölge içinde zaman zaman şahit oluyoruz.İOSB de yapılan rutin toplantıların birinde bu meseleler orada da şaka yollu olsa da dillendirildi ve “Aykosan girenden de çıkandan da para alıyor” şeklinde bir konuşma oldu. Bende bunu söyleyen başkanlara evet sizler doğru duyum almışsınız.Konu üzerine dedim ki bakın benim aklıma bir şey geldi.
Ne geldi diye sordular ve bende orada olanlara sordum ki ki Siz Deli Dumrul”u okudunuz mu? Sizler bu kitabı okuduysanız mesele yok. Evet ben şimdiye kadar Aykosan”a giriş yapan araçlardan belli bir ücret alıyordum. Madem bu konu buralara kadar gelmiş. Aykosan olarak biz bundan sonra da gelip giden şahıslardan da Aykosan”a hoş geldiniz parası alacağız. Bu arada bir başkan arkadaşımız da dedi ki helal olsun.Demek ki benden de delisi var mış ya!..Bende dedim ki evet bu delilik ise senden delisi de ben varım.Bizim bu çalışmalarımız şaka yollu da olsa orada da anlattığım şekilde konuşuldu.

HİZMET DELİ DUMRULLUK İSE DELİ DUMRUL DA OLURUZ

Şunun altını çizerek anlatıyorum. Biz Aykosan olarak bizim kurduğumuz sistem ile bizler üyelerimizden para almıyoruz. Üyelerimizi disipline ediyoruz. Neden mi? Burada 5-10 aracı olan adamlar var ve başka yerde aracına park yeri bulamıyor bunları getirip Aykosan”a bırakıyor çekip gidiyor.Açıkçası Aykosan bu kontrol ve denetimsizlikler yüzünden bölgede adeta açık ve serbest otopark yeri olarak kullanılmış ve kullanılmak isteniyor.Veya adamın biri burada ki Avm, Banka ve benzeri iş yerlerine geliyor. Aykosan”ı biliyorlar ya hani…Getirip aracını buraya koyuyor çekip gidiyor. Bunu metroyu kullananlarda yapıyor. Biz bu ayrıntılı ve Aykosan için son derece önemli olan gelişmeleri bir projeye dönüştürdük ve bu projeyi Aykosan”ın kazancı ve menfaatleri yönünde geliştirdik.Gayet güzelde sonuç alıyoruz.
Aykosan için bunu yaparken de Aykosan”ın araç sirkülasyonunu Aykosan için fayda sağlayacak hale getirdik.Elbette ki eleştirenler, meseleyi çarpıtanlar olacak.Bütün mesele nereye nasıl bakıldığından ibarettir. Eleştirenler eleştirilerine devam etsinler.Büyük resmi görmeyenler, ya da görüp işine gelmeyenler, küçük resimlere bakarak yorum ve eleştirmeye, çamur atmaya estek, köstek olmaya devam ediyorlar, etsinler.Ama biz Aykosan için nasıl bir çalışma yapılması gerekiyorsa o çalışmayı yapmaya devam ediyoruz,edeceğiz.
Bütün Aykosanlılar ve Bölgede”ki her kes artık şunu bilmek ve kabullenmek durumundalar.Artık eski Aykosan yok. Milattan önce ki Aykosan ile Milattan sonra ki Aykosan”ı artık hem Aykosanlılar hem de İOSB kabullenmek durumundadır.
Bu yararlı çalışmalar ile daha önce bırakın Aykosan”dan yer almayı yer tutmaya gelenler bile buraya bedava anlayışı ile geliyorlardı.Kaliteyi artırıcı çalışmalarımızla artık bu anlayış da değişti. Bu hizmetler ile Aykosan”da kıymeti ve değer artışı farkındalığı gelişti,gelişmeye devam ediyor.
Sözü açılmışken Aykosan”da şu anda iş veya yatırım amaçlı bir küçük yer almanın en düşük bedeli 150 bin liradır.Geçmişte alınıp satılmadığı gibi yine bu anılan fiyata burada iki üç tane sözü edilen küçük iş yerleri alınabiliyordu. İşte biz bu hizmetlerimiz ile Aykosan”a bir yılda yüzde yüz değer artışı kazandırdık.Anlatılacak o kadar konu var ki. Ama bunlar yeterli mi. Elbette ki değil.Çünkü Aykosan için yapılacak ve bizlerin yapması gereken o kadar çok iş var ki…

-Aykosan”nın 2020 Yılı hedefinde ne gibi çalışma ve projeler var?

-Güvenlik sorunları tamamen çözüldü. Kapı giriş çıkışları tam kontrol altına alındı. Kontrol ve iyileştirmeler devam ediyor. Otoparklar yapıldı, gereken çalışmalar devam ediyor.Aykosan”da bulunan 3000 tane iş yeri her gün akşam sabah rutin olarak kontrol ediliyor. Bunun içinde Aykosan WhatsApp gurubu kuruldu ve buradan yapılan her çalışma yönetim ve üyeler ile paylaşılıyor.
Her gün bu kontrol ve çalışmalar rutin olarak yapılıyor.
Aykosan”nın yine önemli sorunlarından biri olan Temizlikle ilgili gereken iyileştirme ve çalışmalar yapıldı, yapılıyor.Şunu iddia ediyorum ki şu anda Aykosan”nın kurmuş olduğu hiçbir site yönetiminde yoktur. Aykosan Whatsapp gurubunda Aykosan Temizlik diye gurubumuz var. Bakın işte burada ve her sabah Aykosan”nın butun tuvaletleri, lavaboları temizlenir ve bu gurup aracılığı ile de bu çalışmalar rapor edilir. Biz biliyoruz ki temizlik musluk ve lavabolardan başlar. Bu temizlik hizmetleri her sabah yapılır ve rapor halinde paylaşılır.

-Sayın Uslu Aykosan”da sorunlardan biri de Aykosan Asansorleriydi ve bu konuda nasıl bir çalışma yapıldı,sonuçlarıyla alakalı neler söylemek istersiniz?

-Evet.Aykosan Asansörleri Aykosan için ciddi yük ve sorunlar yumağıydı.Biz Aykosan yönetimine geldiğimizde Aykosan Asansorleri içler acısıydı.Aykosan”da toplam 36 adet asansorumuz var. Bu 36 Asansörü 4”e bölersek.Yani 36 asansörden 10 asansör kör topal şeklinde çalışıyordu ki o da Allaha emanet şeklinde. Biz bu meseleyi de acil eylem planımız olarak ele aldık.Çünkü Asansorlerin her birinin Aykosan”a maliyeti aylık yaklaşık 15-16 bin liraydı.Biz yönetim olarak bu meseleye de köklü çözüm üretmemiz gerekiyordu.Devamlı parça, devamlı sistem sorunu falan sürekli problem yaşanıyordu ki Aykosan olarak bu sorunun kökten çözülmesi gerekiyordu. İşte burada Yönetim Kurulundan Ahmet kardeşimin de bu çalışmada büyük emekleri var ve bunu da unutmamamız gerekiyor.Aykosan Asansörleriyle ilgili çalışmaları Yönetim Kurulu Üyemiz Ahmet kardeşimiz yürütmektedir.

ASANSORLERİMİZİN AYKOSANA OLAN EKONOMİK YÜKÜNÜ EN AZA İNDİRDİK

Bu arkadaşımız bu alanda çok ciddi çalışma yaptı. Biz de yönetim olarak asansörlerin bu giderleri karşısında eski sistem ve parça sorun ve sıkıntılarıyla boğuşacağına biz bu sistemleri tamamen değiştirme kararı aldık ve diğer alanlarda olduğu gibi bu hizmet ve çalışma alanıyla da Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşımız Ahmet kardeşimin sorumluluğuna verdik.Gayet güzel sonuçlar aldık.
Daha önce sensör ile açılan ve kapanma sistemini iptal ettik.Ayrıca Aykosan asansörlerinin bakım onarımını yapan firma yetkilisini de yeterli hizmet vermediği için bizde yeterli görmediğimiz için daha duyarlı işine sadık bir muhatap ile çalışmaya başladık.
Bu kararlı çalışmamız ile size net olarak söyleyebilirim ki her asansörden yaklaşık 10 bin lira tasarruf sağladık.Bu şekilde 36 asansörden en az 360 lira aylık olarak tasarruf elde ettik.Dolayısıyla bu rutin olarak harcanan para Aykosan”ın kasasına kalmış oldu.
Asansörlerimizin hepsine kamera sistemi koyduk.Kişi haklarına saygı anlayışı ile Asansörleri kullananların asansörlere verdikleri zararları bu şekilde önledik.Bu sistem ile Aykosan”da kangiren olan asansör meselemizi çözmüş olduk.Yeni sistem ile asansöre kimin ne yaptığını, asansöre nasıl davrandığını kayıt altına alarak, zaman zaman oluşan hasarların tespitini ve muhatabını da belirlemiş olduk.Bu şekilde çalışmamıza kişi hak ve hürriyetlerine saygılı bir anlayışla devam ediyoruz. Asansörlerle ilgili yapılan bu çalışma ile kasıtlı verilen hasarların yüzde 90”nını önlemiş olduk.Geri kalan o yüzde 10”luk kasıtlı hasarların muhatapları da tespit edilip, verilen hasar da bu şekilde temin ediliyor.
Ayrıca Aykosan”ın ana cadde cephelerine bakan bütün tabelalarda ışıklandırma çalışmalarımız devam ediyor.
Diğer yandan yaklaşık 20 yıldır çözülmeyen Aykosan çatı sorunlarına yönelik çok kapsamlı çalışmalar yaptık.

AYKOSAN ÇATILARINA GÜNEŞ ENERJİSİ PROJESİNİ HEDEFLEDİK

Aykosan”da 35 bin metre kare 6 lı blok, 8 bin metre kare çarşı blok ki bunların çatılarının hali haraptı. Biz göreve geldiğimizde de asıl hedefimiz çatılarımıza güneş enerji sistemleri kurarak çatılarımızın sorununa kalıcı bir çözüm de getirelim diye harekete geçtik. Aslında doğru olması gereken bu çalışma olacaktı ama bunu şimdilik yapamadık.
Aykosan”nın 65 bin metre kare çatı alanımıza güneş enerjinden elektrik üretimi sistemini kurmanın yolları aradık, aramaya da devam ediyoruz. Bu projeden ötürü de Aykosan çatılarına uzun süre köklü çözüm üretemedik.Çatılar için en doğru proje ve olması geren çalışma da budur.Ancak bunun için gereken parayı bulamadık.Üyelerimiz de bu projenin giderini karşılamak istemedi. 65 bin metre kare çatılarımıza kurulacak güneş enerjisi sisteminin bize maliyeti 15 milyon lira ve bunun yapılması halinde bu projenin Aykason”a aylık getirisi ise yaklaşık 150 bin dolar olacaktı. Aykosan yönetimi olarak bizim bu paramız yok ve parasızlıktan bu projeyi şimdilik dondurduk.Aykosan olarak bu proje ile ilgili çok ciddi çalışmalar yaptık hepsi elimizde mevcuttur. Bu projenin hayata geçirilmesiyle alakalı da para dışında hiçbir sorun ve sıkıntımız yoktur.Paramız olmadığı için de biz bunu yapamıyoruz. Bu mesele de çok ciddi bir meseledir. Bu konuyu biz OSB ile de konuştuk ve hiçbir problem yok.
Biz 15 milyonu üyelerimizin karşılaması meselesini çözemedik. Eğer biz bunu çözebilseydik.Üretilen elektrik enerjisini alacak firmayı dahi bulduk.Yap işlet Devrek modeliyle bu projenin Aykosan için önemini üyelerimize anlattık.Yani 100 metre kare yerden 8 bin lira, 1000 metre kare yer için 80 bin lira para lazım dedik. Ama üyelerimiz bize dedi ki “Para İstemeyin bizden, buz gibi soğuruz sizden”.Parasızlıktan yapamadık. Bu proje ile Aykosan”ın kurtuluşu olacağını üyelerimize bir türlü anlatamadık.Bu mesele şimdilik masamızda durmaya devam ediyor.Bu proje son derece önemli bir projedir. Aykosanlılar bir gün gelecek ne kadar geç kaldıklarını ve bu projenin yapılması halinde ne kadar çok zarar ettikleri anlayacaklardır.Bu mesele aykosanın kurtuluşu olacağı gibi ülkemizin refahı içinde son derece önemli bir adımdır.
Bu konuda da İkitelli Osb Başkan Vekili Nuri Konak ile bu meseleyi konuşurken Nuri bey de bu projenin son derece önemli bir proje olduğunu belirterek, İOSB”nin 7 milyon metre kare çatı kapasitesinin olduğunu ve bu dev projeyle ilgili neler yapılabilir diye araştırıyoruz dedi.
Nuri Konak başkanımız bunu söylediğinde ben de kendilerine dedim ki siz diyorsunuz ki şu anda İkitelli OSB”nin kasasında 130 milyon liramız var diyorsunuz.Geldiğinizde 90 milyon olan bu parayı 130 milyon liraya yükselttiğinizi anlatıyorsunuz. Ama böyle bir para kasa da dururken bölgenin en önemli ihtiyacı olan
Elektrik alıp elektrik satıyorsunuz. İşte bu parayla bu yönde pilot sanayi siteleri belirleyerek bu çalışmaya hemen başlayabilirsiniz dedim. Ayrıca Nuri Konak başkana dedim ki sizlerin yerinde ben olsam bu imkanlarımız ile burada elektriğimizi üretir ve kimseden de elektrik almayacağım gibi elektriği de paşa paşa satarım dedim.Bu para bölgenin tamamına yetmeyebilir. Ancak güneş enerjisi projesi için pilot sanayi siteler belirlenebilir hatta Aykosan buna hazırdır diye de kendierine ifade ettim.Böyle bir imkan ve para varken bunu neden yapmıyorsunuz diye de kendilerine sordum.
Bu konu doğrultusunda da kendilerine dedim ki madem ki siz yapmıyorsunuz. Gelin şöyle yapalım: Siz bizim ihtiyacımız olan parayı Aykosan olarak bize verin bizim çatı güneş enerji projemizi yap işlet devret ile İkitelli Osb olarak sizler yapın dedim. Elektriği de yine sen alacaksın zaten. Benim bu elektriği başka yere satma şansımda zaten yok. Yani bu konuda işin de garanti paran da garanti. Bu bölgeyi ve bu parayı niye bu şekilde değerlendir miyorsunuz?
Diye söylediğimde Başkan Vekili Nuri Konak bey de sağ olsunlar çok iyi niyetli olarak “Bunu bir düşünelim”dedi.

-Sayın Uslu sözü bölge ve hizmetlere getirdiğinize göre Aykosan olarak bölgeye bakışınızla alakalı neler söylemek istersiniz?

-Ben 3 kuşaktır Ayakkabı sektöründe üreticiyim.Bir üretici ve sanayici olarak bu bölgeye ve yapılması gereken projolere şöyle bakıyor ve diyorum ki: Bu bölgede başkanlık için yorulan arkadaşlarıızın ya proje üretecek kapasiteleri yok,ya da böyle dev projelerle ilgili çalışmalar işlerine gelmiyor.
Ben kimseyi adres göstermeden bu görüşümü açık açık konuşuyorum.Niye konuşuyorum. Çünkü bu bölgenin, bu bölge sitelerinin bu imkanları varken, hele ki kasasında parası da varken neden bu gibi bölge esnafına faydalı projeleri neden yapmazlar, neden yapılmaz?. Bu bölge adına yönetimde olanlar, neden bu bölge esnafına indirimli ekonomik enerji vermeyi düşünmez.
Bu bölgede başkanlar ile haşır neşir olurken bu konuda son derece yoruluyorum.Diyelim ki bunu bölge görmüyor, görmek istemiyor.Allah aşkına bunu ekonomi ve hükümet çevreleri de mi görmüyor? Ekonomimizin sorun ve sıkıntılarının bilinip yaşandığı bu dönemlerde esnafa, kobiye, bölgeye yararlı bu ve benzeri projelerle ilgili çözümler devlet destekli neden ele alınıp üretilmiyor? Hele ki belli bir aşamaya gelen İkitelli Osb bunu kendi imkanlarıyla neden yapma gayreti göstermiyor? Hiçbir yönetici arkadaş bundan alınmasın.Ben bu düşüncelerimi Aykosan Yönetimi ve bir sanayici olarak kendi adıma açık açık söylüyor ve savunuyorum.Anılan proje veya benzeri projeler ile ilgili ne gibi bir çalışmalarının olup olmadığını da açık açık bütün yönetici arkadaşlara soruyorum.

SİTE YÖNETİMLERİ VE OSB YÖNETİMİ ARASINDA TAM UYUM ŞARTTIR

Bölgemiz için olmazsa olmaz olan İkitelli Osb başkanlığı ile Sanay Siteleri Yönetimleri arasında kargaşa ve kavgalar olamaz, olmamalıdır.Ama hala bir takım meseleler ile Site yönetimi olarak Osb ile karşı karşıya geliyoruz. Bakın işte Osb”den deminde aramışlar.Deniyo ki senden bütün ana caddedeki esnaflar şikayet ediyor.Neymiş efendim. Tırlar indirme bindirme ile esnafı engelliyormuş, iş yapamıyorlarmış.
Bu konuda bende kendilerine diyorum ki beni niye arıyorsunuz ki.Bunun ruhsatını nasıl ki verdiyseniz gelin bunu da şimdi siz çözün.

HİÇ BİR SİTE BAŞKANI BÖLGEDE KUKLA BAŞKAN OLARAK GÖRÜLEMEZ

Ben bu ve benzeri konuları İkitelli Osb de yapılan rutin ve olağan toplantıların hepsinde dile getiriyorum.Bu toplantıları canlı yayın yaptıklarını ifade ediyorlar oradan da bunları izleyebilirsiniz.Ben o toplantılarda da diyorum ki bizler burada kukla başkan değiliz, olamayız.Ben burada başkansam tamam.Ama ben burada kukla başkansam bunu da bu hale Osb getirmiştir. Biz burada kukla başkan isek, niye getirdiniz,bunu nasıl yaptınız diye de sormam lazım.Bakın ben burada sitemin başkanıyım ve sitem için uygun olmayanlara uygunluk vermiyorum. Ama adam gidip osb den bu uyguluk belgesini alıyor.Bunu Osb de veriyor. Ben benim sitemde çalışması için uygunluk ruhsatı vermezken sen benim sitemde ki esnafa uygunluk belgesi veriyorsun. İşte beni bu şekilde kukla başkan durumuna getiriyorsunuz. Ben ruhsat verme diyorum sen ruhsat veriyorsun. Bu sistemin yanlışlığını görmüyorsunuz. Ben bu konuda da bu işlemin hukuki muhtevatını avukatıma soruyorum. O da diyor ki eğer branş kooperatifleri işte ayakkabıcılar, mobilyacılar, işte veya mutfakçılar, işte veya otocenter, gibi sitelerde yüzde 10”nun haricinde sen başka sektörlere ruhsat veremezsin. Bu da ne içindir burada ki sektör ve esnafların diğer ihtiyaçlarını karşılamak içindir. İşte yemektir, bufedir, kafedir, kuafördür falan…işte sen bunları verebilirsin. Bunların haricinde yasa veremezsiniz diyor.
İşte bende bu bilgiler ile veremezsiniz kardeşim diyorum. Sizler hukuktan bahsediyorsunuz ama hukuka aykırı eylemde de yine siz bulunuyorsunuz.Uygunluk belgesi verme meselesinde Site ve Bölge Yönetimi arasında kantarın topu kaçmamalıdır.

UYGUNLUK BELGESİ MESELESİNDE KANTARIN TOPU KAÇMAMALIDIR

Bu konuları yapılan istişare toplantılarında hep dile getiriyorum. Geçen hafta yapılan olağan toplantıda da dedim ki ben sizden 3 tane uygunluk almaya geldim. Madem siz uygunluk veriyorsunuz ben de şimdi sizden 3 tane uygunluk istiyorum.Çünkü kooperatif beni dinlemiyor ve bunları ben sizden istiyorum.Bunun üzerine ne uygunluğu istiyorsun diye sordular.
Dedim ki ben Masko”da 3 tane yer açıyorum. Onlarda şaşırarak hayrola dediler. Ben de dedim ki bunların bir tanesi Oto tamirhanesi, bir tane Oto boya ve bir tane de ayakkabı İmalatı Açıyorum.Madem bu uygunluk belgesini sizler veriyorsunuz hadi buyurun bunu istiyorum.Masko”da bu konuda kimse kiraya vermez, ama mutlaka satan birileri var ve ben bu yerleri satın alarak açmak istiyorum.Şimdi görelim sizi ne yapacaksınız?
Elbette ki kanun nizam, hukuk yasa olacak. Hepsine eyvallah. Ama her şeye rağmen olmaması gereken konular da var. İşte benim örneğim de olduğu gibi.Bakın ben bunları burada şaka olarak konuşmuyorum.Ben bu konuşmam ile neyi konuştuğumu hepiniz çok iyi anlıyorsunuz,anlamalısınız dedim.İşte ben bu 3 uygunluk ile Masko”nun kriterlerinin dışında çalışan iş yerlerini orada açmış olurum. Siz bana işte o 3 uygunluğu verdiğinizde ben Masko”ya yakışmayan görüntüler, çalışmaları oraya götürürüm.Bu bölgenin olmazsa olmazları ve gerçekleri olmalıdır.Burada bizler birleşik davranmalıyız.

MASKO”DA OTO KAPORTA İŞİ OLUR MU?

Yani sen bugun mobilyacılara oto tamircisini sokarsan, öbür tarafa öbürünü sokarsan, buralar karmaşık çorba olur. İşler yapılamaz hale gelir.
Söyledim yaparım dedim. Kiraya vermezler bunu biliyorum. Ama oradan bir tane yer alırım parasıyla değil mi…Alırım. Mutlaka orada bir yer bulurum.Bulurum ya…3 lira ise 4 lira verir bu yeri alırım bak bunu yaparım diyorum. Gelirim buna da bir tane servis açarım, ve giderim burası için benim uygunluğumu vereceksiniz kardeşim derim. Bunu benim için yapıyorsanız, bunu masko içinde yapacaksınız kardeşim. Bu böyle olduğunda o zaman ne diyeceksin bana…
Masko ya da bir şey diyemezsin, Masko da bana hiçbir şey diyemez bu şekilde bir uygulama olduğu sürece…
Yani sonuçta Mehmet Başkana da derim ki bak bunlara sen imza atmadın mı diye de sorarım.
O da diyor ki bak hukuken mecburuz ya. Bende bundan yararlanarak MASKO”nun vitrini bol olan bir yerine otokaporta tamir servisi açarım. Aklınızda başınıza gelir derim. Bu böyle olmaz, olmamalıdır…

-Sayın Uslu bu konularda ne gibi önerileriniz var ve Osb hizmetleri ile ilgili neler söylemek istersiniz?

-Bir çok önerim var.Elbette ki bu öneriler yasalara kanunlara uygun olmalıdır.Bunun yanında bizler de burada aynı yasalar ile hizmet veren ve seçilen başkan ve yöneticileriz. Başkanı olduğumuz sitenin de birincil sorumlularıyız.

UYGUNLUK BELGESİ MESELESİYLE OSB SİTE YÖNETİMİNİ EZMEMELİDİR
Bunun içinde benim uygunluk ruhsatı vermediğim birine veya bir şirkete osb olarak amiyane tabirle beni ezerek, beni geçerek,uygunluk ruhsatı veya belgesi vermemesi lazım.
Yönetici olarak benim görüşüm mutlaka alınması lazım. Bunun için de bu işlemler yazılı oluyor. Ve sen bana yazıyla soruyorsun.Bende yazılı olarak diyorum ki burada benim ana sözleşmeme göre 35 adet kendi büfem var. Kaldı ki ben bunlardan kirasını alamıyorum. Adam kirasını çıkaramıyor, iş yapamıyorlar. Bu sayı azmış gibi bu 35”in üzerine bir 35 tane de sen veriyorsun bu rakam 70 tane oluyor.
Bir tanesi devrediyor, bir tanesi alıyor. Böyle bir şey olabilir mi. Sen hangi hakla bunu veriyorsun. Hangi hakla, hangi hukukla bunu yapıyorsunuz diye sormak lazım.
Bu olmaz, olmamalıdır. Bunun için elbette ki hukuk başımızın tacıdır. Emir demiri keser. Ancak burası birlikte yönetilmesi gereken yerdir. Bunu birlikte yapalım birlikte buraları yönetelim. Bazı şeyler de vardır ki çözümü hep hukukla olmayabilir. Bunun için karşılıklı anlaşma aklın yolunu kullanarak çözümler üretilmelidir.
İkincisi de sizler buraya gelmişsiniz oturmuşsunuz. Üç ayda bir toplantı yapıyorsunuz. Ardından hiçbir şey çözülmüyor.Sen orada hala övüne övüne benim kasamda 135 milyar param var diyeceksin. Para elbette ki olmalıdır.Bu para bölgenin bizim paramız. Ama bu para ile daha kazançlı alanlar yapılabilir.Paranı yine tut.Ama bu parayı da ne gibi alanlara yatırım yapacağıyla ilgili dersine iyi çalış.
Diğer yandan da sormak lazım.Osb ne yapar, ne yapması lazım?

İKİTELLİ OSB DÜNYANIN TANIYIP BİLDİĞİ DÜZEYE GELMELİDİR

İktelli osb olarak yapılan bütün toplantılarda ve ziyaret buluşmalarında bölgenin önemiyle ilgili büyüklüğünden istihdamından dünyada ki, bölgede ki ve ülkedeki konumu hakkında övüne övüne belli rakamlar verilerek konuşmalar, anlatımlar yapılıyor. Bunlar elbette ki konuşulmalıdır, anlatılmalıdır.
Ama sormak lazım. İkitelli Osb yi dünya da kim ne kadar tanıyor, biliyor? Ve İkitelli bunun için ne yapıyor, neler yapması gerekiyor?İ Yani İkitelli Osb dünyada kendini tanıtmak için ne yapıyor, böyle bir gayesi ve gayreti var mıdır? Bence artık bunlara bakılması lazım.Bir Ayakkabı sanayicisi olarak soruyorum. İkitelli Osb”yi dünya da kim ne kadar tanıyor, ne kadar biliyor, ne kadar bulunurluğu biliniyor. Gerçekler acıdır ve bana göre İkitelli Osb”yi dünya da kimse tanımaz, dikkate de almaz.
Ama bu böyle olmamalıdır. Burada biz bize üretim üssünden,kobi kentinden söz ediyoruz.Başkanı olduğumuz sitelerinde içinde bulunduğu İkitelli Osb”yi dünya ne kadar biliyor,ne kadar tanıyor,ya da biz bu konuda hangi faaliyet ve çalışmalar yapıyoruz?

-Sayın USLU İkitelli OSB”nin OSBÜK Teşkilatı içindeki konumuna nasıl bakıyorsunuz?

-Burada biz kendi içimizde şu şöyledir, bu böyledir, işte şu kadar katma değer,bu kadar istihdam,şu kadar iş yeri, bu kadar metrekare gibi söylevler elbette algılama noktasında son derece önemli konulur. Bunları içimizde konuşalım. Hatta daha önemli projeleri de konuşalım. Ama biz bize konuşurken, bizleri bizim dışımızda ki dünya ve çevreler ne kadar biliyor, ne kadar anlıyor, ya da biz kendimizi oralara ne kadar anlatibiliyoruz. Bütün mesele budur.Elbette ki bir yerlerde temsiliyet olacak.Ama oradaki ağırlığınız etkiniz ne kadar olmalıdır. Buna bakmak lazım.Sen kalabalık sıfırların en önünde ki en büyük rakam benim diyorsun, ancak o büyük rakamı
İOSB”NİN OSBÜK İÇİNDEKİ FARKINDALIĞI FARK EDİLMELİDİR

birileri o sıfırların başında görmek istemiyor. Sıfır ha bir olmuş, ha on tane olmuş.Asal sayının olmadığı sıfırları hepsi sıfırdır. Önemli olan sıfırların başında ki rakamsal konumundur. Koskocayız diyoruz, şöyleyiz, böyleyiz, diyoruz.Ancak 3 yüz kusur Türkiye deki osb lerin içinde hala istenilen ve bölgeye yakışan yerde değiliz. Yani sonuç sıfır.
Biz İkitelli Osb olarak konuşup duruyoruz. Ama Osbük yönetiminde hala temsilcilik ile yetiniyorsun. Kayseri, Konya seçilirken İkitelli”nin Osbük tarihi içinde ki yeri kavraması ve kendine yakışan çalışmalarla oraya başkan olarak seçilmeyi başarmalıdır. Kayseri, Konya seçilirken sen niye seçilemiyorsun kardeşim diye de sormak lazım.
Burada ki temsiliyet ve yönetim için kendi içimizde kavgalar yapacağımıza, bu kavgaları ve mücadeleleri Osbük teşkilatı için yapacak seviyede olmalıyız.Aksi halde sen burada ben buyum, şuyum, gibi söylevlere devam eder durursun.
Birde bulunduğunuz yerde ait olduğunuz yeri size yakışan ağırlık ve konumda temsil edemiyorsanız, o temsiliyet içinde olmanın ne önemi var ve orada ne işiniz var diye sormak lazım.Yani sen kendi içinde belli güçler dendgesiyle hareket ederek buralarda fikslemeler yapacaksın, ancak öteki yer için yani asıl bulunman gereken yerler için bir etki gösteremeyceksin. Bu anlaşılır gibi bir mesele değil. İşte Osbük yapısında bakıyorsunuz Üye kapasitesine bakıyorsunuz,içinde yer alan yapılanmaya bakıyorsunuz her şey tamam.Ama orada asıl varlık göstermesi gereken İkitelli Osb nin orada varlık göstermediğini gördükçe bu bana göre çok garip ve bir handikap geliyor.Yani senden katbekat küçüçk Osb ler orada varlık gösterecek, ama sen şöyeyiz, böyleyiz diyen birileri olarak orada varlık gösteremeyeceksin, bu durum anlaşılır bir mesele değildir. Son derece önemli bir konudur, önemli olduğu kadar da bu durum bölgemizin temsiliyeti adına da alnlaşılmaz bir handikaptır.

BANA GÖRE İOSB DEV BİR MARKADIR
VE DÜNYA BURASINI TANIMALIDIR

Bana göre de İkitelli Osb bir devdir,çok ayrı bir yeri olan önemli bir bölgedir,başka bir güçtür.
Ama gel gör ki bunu burası adına çalıştığını söyleyen gelmiş geçmiş tüm yönetenler burasını dışa karşı bir türlü hissettirmemişler,olması gereken varlıklarını oralarda gösterememişlerdir. Burası kendi içinde bir güç adeta.Kendi değerini kendisi dahi bilmeyen bir durum sanki.Böyle bir garip durum işte. Ayrıca burasını dünyada bilen yok.
Sen bir kere dünyaya kendini tanıt. Bunun için de ne kaynak ne de başka sorun var.Bana göre hemen çalışması yapılacak bir meseledir bu.Bunun için kaynağın var,her türlü imkanların var.Bütün mesele bu konuyla alakalı bir alt yapı kurmak.Mesele bu kadar basittir.
Burada tebrik etmek istiyorum. İşte bir Masko bunu yapmış, yapmaya devam ediyor.Masko”ya baktığınızda her yerde tanıtımı var ve olanca gücüyle de bu tanıtımlarına devam ediyorlar. İOSB mutlaka bilinir,bulunur,ulaşılır bir cazibe bölgesi olmak durumundadır. Bu durumdan burada ki bütün sanayi siteleri de nasibini almış olacaktır.

-Sayın Uslu son derece önemli bir açıklama yaptınız. Bu konuda İkitelli bu tanıtım çalışmalarına nereden başlamalıdır?

İOSB HAVA ALANLARINA DANIŞMA BÜROSÜ AÇMALIDIR

-Teşekkür ederim.Günümüz dünyasında her şeyin yolu tanıtımdan geçiyor.Bunun içinde son derece teknik ve teknolojik imkanlar var.Bu konuda bölgemiz acil eylem biçiminde bir çalışmayı mutlaka masasına almalıdır. Bu bölgemiz ve bölge içinde ki sanayi siteleri içinde son derece öneli bir çalıma olmuş olacaktır.Bunun için işe belli merkezlerde etkili çalışmalar ile başlanabilir.İstanbul sayılı dünya kentlerinin başında geliyor. İşte açılan hava alanımız var. Orada bir çalışma içine girilebilir.Hava alanlarımıza birer danışma ofisleri açılabilir. İstanbul”a gelen yabancı iş adamları karşılanabilir, özel davetler yapılabiir.Bu çalışma kapsamında bir çok yöntem geliştirilebilir.Böyle bir büro ile gelenler karşılanır, ağırlanır, misafir edilir ve gelen arayışlara göre de insanlar yönlendirilebilir.
Bu konuya ışık tutacak ve örnek olacak bir konuyu da anlatmak istiyorum. Bizim sektörümüz çok ciddi sektördür.Ayakkabı deyip geçemeyiz. İnsanın ayakta olması için ayaklarına, ayaklarını sağlıklı korumak için ayakkabılara ihtiyacı var. Sağlıklı hareket aykkabıdan geçiyor.
Ayakkabı sektöründe de diğer sektörlerde olduğu gibi çok büyük rekabet yaşanıyor. Bu rekabeti firmalar kendi bünyelerine, alt yapı ve üretim kapasitesi şartlarına göre sürdürüyorlar.Bazen çok büyük sorunlar yaşanıyor.Ayakkabı sektörü hala kendi çabalarıyla bu zorlu rekabet savaşında varlığını korumaya devam ediyor.Biz İOSB de bulunan sanayi site ve firmalarız. Bir çok sektöre ve Ayakkabı sektörüne yönelik İOSB”nin yapacağı çok önemli çalışmalar yapabilecek güçte olduğunu düşünüyorum. Burada Ayakkabı sektörüne hatırı sayılır boyutta hitap eden Aykosan ve Aymakoop sanayi sitesi var.Diğer sektörlere ve Ayakkabı sektörüne de İOSB önemli bir çatı ve güven kaynağı olabilir. Çünkü zaman zaman sektörler içinde çok farklı zihniyet ve anlayış ile hareket eden gelişmeler yaşanıyor. İşte bunlardan biri de bir zamanlar Ayakkabı sektöründe yaşandı.
Bir rus firması geldi.Yıllık ilk etap için 3 milyon çift ayakkabı almaya başladı. Dünya pazarı için küçük olsa da önemli bir faaliyete başladık.Bunun için toplantılar yaptık.Bunu biz 7 milyon çift ayakkabıya çıkaracaktık. O toplantıda bunu başardık ve 7 milyon çifte çıkardık. 15 milyon çift ayakkabı hedefledik. Yapılan bir toplantıda hedefimiz 15 milyon çift dediler ve akabinde de bakınız ne oldu.
Sektörümüz içinden bir firma bu durum ile amiyane deyimle adeta çakallık yaptı.Bu firma alıcı rus firmasının öyle veya böyle aklına girmiş ve ona demiş ki sen bu ayakkabıyı neden oradan buradan alıyorsun. Bu üretimi bizler yapabiliriz.Her nasıl olduysa bu rus firması bu firmaya bu parayı veriyor ve buna bu parayı veriyor ve Sinpaşta koca bir fabrika kuruluyor. Günlük 4-5 bin çift üretim kapasiteyle çalışmaya başladılar. Kurduktan yaklaşık 5 ay sonra yaklaşık 8 milyon dolar bu adamı dolandırarak bu fabrikanın da içi boşaltılıyor. Adam Rusya”dan kalkıp buraya geliyor.Durumu görünce bu rus çıldırıyor adeta deliye dönüyor. Karşısında ona yardım edecek bir muhatap bulamadığı içinde bu rus Türkiye”den ayakkabı alımlarını durdurma kararı alıyor ve Çin”e yöneliyor. Burası çok önemli.Böyle bir çakallık yüzünden bu rus buradan şu anda 1 milyon çift ayakkabı dahi almıyor. Bu ayıpta, kayıpta ülkemizindir. Bakın burada neyi kazanmak istedik, neleri kaybettik.Bir çakallık yüzünden Ayakkabı sektörü ciddi bir yara aldı. Bunu anlatırken bulunduğumuz mahal gereği işte asıl meseleye gelmek istiyorum.Bunun içindir ki İOSB”nin havaalanlarında danışma bürosu açmasını bu nedenle öneriyorum.Buada bulunan sektörlere yönelik gelen dış talepleri, firma temsilcilerini İOSB garantör olarak muhatap alsa ve bu gelenleri karşılasa, onlara teminat ve güvence olsa ve gelen talep temsilcilerine de İOSB olarak ben kefilim siz rahat olun dese neler olur neler.İOSB bunu yaptıktan sonra da Ayakkabı için Mehmet bey gelin bakalım bir toplantı yapılsa, karşılıklı fikir alış verişleri yapılsa, diyelim ki mobilya talebi var. Bunun içinde Mehme başkan ile aynı şekilde bir görüşme yapılsa, neler yapılabileceği karşılıklı masaya yatırılıp tartışılsa ve harekete geçilse bundan bölge ve ülkemiz ne kadar kazançlı çıkar düşünebiliyor musunuz?
Ben bu nedenle İOSB”nin yapması gereken çok mesele var diyorum.

30 MİLYON ÇİFT AYAKKABI SATIYOR OLABİLİRDİK

İOSB dış taleplere göre burada bulunan Ayakkabı olsun, mobilya olsun ve diğer sektörlerle ilgili sanayi site yöneticileri ile otursa, ben arkanızdayım, sizlerin gaantörünüz olarak her türlü desteği veriyorum dese neler olur neler. Sözü edilen konularla ilgili İOSB ve OSB olarak bu talep temsilcilerini karşısına alsa biz OSB olarak bizlerin adına teminat olduğunu söylese ne kaybederiz, ne kazanırız. Bu gibi firmalar ile bizler sektör temsilcileri olarak, İOSB garantör olarak bir protokol yapılıp imzalansa İOSB bu gibi ekonomik ve ticari faaliyetlerin arkasında dursa, demin anlatmış olduğum o çakallık, o yanlış yaşanabilir mi?
Elbette ki yaşanamaz. Bundan kim kazanır. Başta Türkiye kazanır. Sonra da ilgili sektör ve bu işi yapanlar kazanır.Şimdi gelelim o 15 milyon çift ayakkabı meselesine ki muhataplık ilişkileri şu anlattığım gibi olmuş olsaydı şu anda belki Ayakkabı Sektörü 15 milyon çift değil 30 milyon çift ayakkabı satıyor olacaktı. Bu sadece bizim ayakkabı sektörüyle alakalı bir örnek.

Burada bir İOSB var. Ama bu gibi çalışmalar var mı? Elbette ki yok.
O zaman şunu sormak azım. Kardeşim sen bu bölgenin başısın, başkanlığısın. Yapılacak bunca işler var.Bunun için imkanların var, manevra alanların var. Sen burada bu üretim üssü olan bölge adına koca bir OSB sin.
İşte bunun için diyorum ki senin Havaalanlarında en güzel ve en iyi temsiliyeti olan bir danışma ve karşılama büron niye yok.Bu büro mutlaka kurulmalıdır ve buraya yurt dışından gelen alıcıları gezi guruplarını sen karşılamasın,bunları sen misafir etmelisin ve bunları doğru adreslere sen yönlendirmelisin,bu alıcılara da sen garantör olarak kefil olmalısın.Bu konuda gerekirse de oralarda teşhir yerleri kuracaksın.İOSB olarak bunları yapmak istiyorlar mı. Eğer yapmak istiyorlarsa buyursunlar yapalım.
Ama orasını yönetme adına verilen bu mücaelelerin ardından oraya seçilenler, geldilerle, gittilerle zaman geçirilirse bu durumda kazanan bölge değil, oraya seçilenler kazanmış olur.Bundan da hizmet adına oraya seçilen hiçbir başkanın alınacağını düşünmüyorum. Eğer alınan olursa da hiç mesele değil. Ben bir başkan olarak bu bölgede olması gerekenleri, İkitelli OSB nin yapması gerekenleri aklımın kestiğince paylaşıyorum.Benim hiç kimse ile özel bir sorunum yoktu, olmaz, olamaz.Ama ası mesele bir vizyon misyon meselesidir.
Hala orada oturup o geldi, bu gitti, o şunu dedi, bu onu dedi gibi bir durum ile bu bölge sittim sene bir yere gidemez.Buraya kadar geçen zamana yazık olmuş, bundan sonra da bu şekilde geçecek zamana yazık olacaktır.Bu zihniyet ve anlayış değişmediği sürece burası olması gereken düzeye gelemez.Bunun için diyorum ki İOSB kendi kendine yazık ediyor.Her geçen gün başta ülkemizin, bölgemizin sonra da sektör ve sektör temsilcilerinin zararına boşu boşuna geçiyor.
Bu anlattıklarım yazılır yazılmaz bilemiyorum.Ama ben sizin bunları yazacağınıza adım gibi eminim.Bu anlattıklarım bana göre çok ciddi meselelerdir.
Hepimizin bildiği ve yaşadığı gibi dünya,bölgemiz ve ülkemiz ciddi sorunlar yumağı yaşıyor. Ekonomik sıkıntı ve zorlukları konuşup yorulacağına çözümler üzerine konuşup yorulmamız gerekiyor.Bu bölge kendi adına sözünü ettiğim çözümleri üretecek kapasitede ve güçtedir. Ben bir sanayici olarak bunu görüp izliyorum.Bunun içinde bu bölge adına yönetici olanları bölge adına çözüm üretmeleri yönünde zorlamak istiyorum. Hala buralarda kısır kavgalar ile günlerin geçmesini, zamanın heba olmasını istemiyorum.

Yani bölgede oraya onu seçmekle, bunu seçmekle, seçileni bir daha değiştirmekle, değişeni bir daha değiştimekle burası yap boz oynar durur.Yap bozun dışında burada beklenen o sözü edilen önemli çalışmaların hiç biri de hayata geçmez, geçirilemez ve burada kaliteli bir hizmet üretimi oluşmaz.
Öncelikle yönetim ve yönetişim anlayışı değişimelidir.
Ben şu gelmiş, bu gitmiş, şu gelecekmiş gibi meseleleri konuşmak yerine, bölgeye gelen ve gelcecek olanların bölgeyi düşünen, bölge adına önemli projeleri olanların oraya hizmet etmeye gelmesini istiyorum. Ahmedi alıp oraya Mehmedi koyma çaba ve gayretleri ile burada değişen hiçbir şey olmaz. Sadece oraya seçilenler amiyane tabirle salla başı al maaşı ile zamanlarını geçirirler.Söyledim, söyleyeceğim. Yazık oluyor yazık!..

Bir kere altını çizerek belirtem istiyorum ki burada Ahmedi alıp Mehmedi oraya getirmekle buralarda hiçbir gelişme değişme yaşanmaz. Ama oraya gelenler hala orada kreş,sosyal tesis yapma arayışları ile hareket ediyorlar.Tamam yapsınlar. Olmadı birde lokal yapsınlar orada oturalım, çay içelim, laylay lomlar ile zaman geçirelim.Bunlar da olmalı ama asıl büyük projeler olmalı.Türkiye”nin, bölgenin, sektör ve sanayilerin kazanacağı projeler olmalı.Ama mevcuda baktığımda sözünü ettiğimiz bu dev projelerle ilgili hiç kimsenin çantasında bir plan ve proje yok. Bunları da biraz bunun için konuşuyorum.
Oraya seçildim nasıl olsa zaman geçiyor dememek lazım.Ama orada çay içmelerle makara kukara ile bu bölge asla bir adım öne gidemez.Kendi içinde yeni kavgalara tekrar dönüş yapar.
Ben diyorum ki en kıymetli nimet olan zamanı böyle boşa geçirmeyelim.Çünkü bölgenin izlediğim kadarıyla son derece önemli kaynağı, gücü ve imkanı var.Bu durum bölge adına bir nimettir. Bu nimeti bölge adına kullanmak ve harcamak gerekiyor.Burada ki esnafa yazık edilmesin.Ama bu gidişat ile burada ki esnafa küçük üreticilere, kobilere, sanayicilere yazık ediliyor.

Aykosan Başkanı Mehmet Necmii Uslu değil de sıradan bir vatandaş Mehmet Necmi Uslu olarak şunu adım gibi emin olarak iddia ediyorum ki sözünü ettiğimiz ve bahsi geçen konularla alakalı projeler hayata geçirilsin bu bölge 5 yıl içinde kendini beşe katlar.Ben bir sanayiciyim ve hiç boşa konuşma gibi bir alışkanlığım yoktur.İddia ediyorum. Bölgede ciddi projeler yapılsın, bu bölge 5 yılda kendini beşe ona katlar. İşte bizim sektörden bir örnek verdim.
15 milyon çift ayakkabı satma hedefi olumsuzluklar, kontrolsüzlükler yüzünden 1 milyon çiftin altına düşmüş.
Oysa ki o 15 milyon çift ayakkabı üretimi ve satışı gerçekleşeceği gibi belki bu 30 milyon çift ayakkabı üretimi ve satışına çıkabilirdi.
Bakın bu bölge koca bir okyanus ve sadece bir sektörde bir kalemden söz ediyoruz.Buraya üretim üssü diyoruz. Evet burada daha neler var neler. Bu kapsamda bakıldığında bu gibi çalışmaların olmaması olması gereken projelerin hayata geçirilmemesi ile her geçen zaman içinde bölgenin neleri kaybettiğini görebiliriz.
Bu hassasiyet ve anlayış ile de oraya seçilen insanların boş durması mümkün olmamalıdır. Bu bir anlayış meselesidir. Bu bölge bu anlayışı yakaladığında ve benimsediğinde bölgede ki durumlar çok farklı boyutlara zaten kendiliğinden gelecektir.

Yaklaşık 1.5 yılı aşkındır Aykosan Sanayi Sitesi Başkanıyım ve İkitelli OSB de temsilciyim. İzlediğim ve gözlemlediğim kadarıyla da şu anda bölgenin bölge adına her türlü faydalı büyük projeleri yapma imkanı var.Bir kere övüne övüne söylenen 130 milyon lira gibi bir para var.
Günümüz iletişim çağını yaşıyor.Bu konuda bir ekip kur.Hangi ülkenin ne ihtiyacı var, nereye ne satılabilir gibi sürekli araştırma yap.Türkiye ve bölgemiz pazarlama açısından son derece stratejik konuma sahip.Hangi bölgeye hangi mal satılır.Sözü edilen böyle bir ofisin sana maliyeti yapılacak işlerin boyutuyla bakıldığında sıfırdır.Ama biz kazanan adamları konuşuyor, zaman harcıyoruz. Adamlar elbette kazanacak.Çünkü o adamlar boş durmuyor ve her alanla ilgili ciddi alt yapılardan oluşan bir çok ekip kurmuşlar.Hem masada hem sahada ekip ruhuyla çalışıyorlar. Belirttiğim gibi bizim ülkemizin her alanda hala önü açık ve konumsal olarak çok büyük şansı elinde tutuyor.Bu manada Türkiye etrafında ki birçok ülkeden de çok şanslıdır. Yeter ki biz doğru fikirlerle doğru projelere kararlı bir şekilde yönelelim. Gerisi zaten gelecektir.
Ama siz gereken çalışmaları yapmazsanız, günümüz teknoloji nimetlerinden yararlanmazsanız, bulunduğunuz odada boş boş oturursanız gelip de sizleri kim bulur ki?
Ama sen dünyaya bende bu mal var kardeşim.Bunu haykıra haykıra bağıracaksın, tanıtacaksın, anlatacaksın. Bunu yapmak için de bir ofis veya büro kuracaksın.Buraya en az 10-15 bilgisayar kuracaksın. Bu bilgisayarların başına da en az 3 dil bilen insanları doyurarak oturtacaksın ve bu insanlardan kesin sonuç isteyeceksin. Günümüzün teknolojik imkanlarından en iyi şekilde yararlanacaksın. Bu şekilde hem İkitelli OSB yi dünyaya anlatacaksın, hem de dünya da olup bitenleri İOSB ile paylaşacaksın. Ben bunları burada konuşuyorsam, bunları her yerde de konuşmaya devam edeceğim.Bu fikirleri de bölgede bulunan bütün arkadaşlar ile paylaşıyorum. Paylaşmaya da devam edeceğim.

-Sayın USLU Aykosan”a dönersek, Aykosan”ın çatı meselesine gelirsek bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?

-Çatı meselesi Aykosan”ın ciddi meselelerinden biriydi.Daha önce paylaştığım gibi bu konuda da biz ciddi projeler ile çatılarımızı yapmayı düşündük.Ancak buna gücümüz yetmedi. Biz de çatılarımızın sorunlarını geleneksel şekilde çözmeye karar verdik.Bu sorunu çözmek zorundaydık.Aykosan yeni yönetimi olarak yıllardır yapılmayanları yaptık.Allaha şükür çözdük.
Şu anda çatılarımızın yüzde 50 sini tamamen çözdük. Çalışmalarmız devam ediyor. Bizim parasız oluşumuz da bizleri başka akılcıl çözümler bulmakla yorulmamızı sağlıyor.Bu da bir anlamda iyi oluyor adından Allah yardım ediyor.
Çatılarımızın onarımıyla alakalı biz ilk etapta 1200 metre kare yeri izolasyon yaptık. İzolasyonu yaparken çok ilginç bir konuyla karşılaştık. Orta alanda ki izolasyonu alıp kaldırdık. Burada kayalar inşaata da teşekkür etmek lazım. Öyle bir şap yapmışlar ki adamlar hala kaymak gibi duruyor.Söktüğümüz izolasyonun altından kaymak çıktı. Bu şekilde bir yerden sızıntının olması mümkün olamaz diye düşünmeye başladık. Bu şap var, bu izolasyon var. Bu çatıların bu durumda normal de akmaması lazım dedik. Başladık düşünmeye ve araştırmaya. Biz bu 1000 metrekareyi islah ettik bitirdik. Bu arada baktık ki sızıntı ve akma sorunları çatıların şaplarından kaynaklı değil. Asıl sıkıntı deprem şitraforlarının konulduğu ara bölme ve yastıklanmış alanlardan kaynaklandığını fark ettik.Akıntının buralarda yol aldığını bu şekilde de içlere doğru yayıldığını bulduk.. Parasızlık ile yapılan bu şekilde ki çalışma bize bunu öğretmiş oldu.
Yani yağmur suları çatılardan damlamıyor. Bina birleşim yerlerinde ki noktalarında olan deletasyonlarda drenaj oluşuyor. Özellikle de deprem için konulan kauçuk vari olan malzemenin bulunduğu yerlerden bu yağmur su sızıntılarının yol aldığını bulduk.Bu sızıntının bina duvarlarında çok farklı ve yanıltıcı yol izlediğini öğrenmiş olduk. Bu sorunun kaynağını bulduktan sonra da biz çatılarda ki o deletasyonların islahına başladık ve bunu da deneme amaçlı gerçekleştirdik. Dolayasıyla o şaplara hiç dokunmayalım diye karar aldık. 400 bin liraya biz bu farkı yakalayarak 35 bin metre karelik Aykosan çatılarının yüzde 50 sini son derece ekonomik şartlar ile tamamladık.Göreve geldiğimizden beri boş boş oturmuyoruz. Yönetim ekibi olarak sürekli hem fikirlerle hareket ederek çalışıyoruz.Bu çalışmaları yaparken de her şeyi en ekonomik ve en yararlı şekilde yapıyoruz. Parasızlığın da faydalı olduğunu öğreniyoruz.Çünkü parasızlık daha akılcıl haraket etmeyi gerektiriyor.Bu sorun çözülecek ama yüzeysel hesaplar ile bunu yapmaya paramız yok diyoruz hep.Bu çözülecek noktasında meseleye baktığınızda daha da akıllı hareket etmeye başlıyorsunuz.İşte biz de bunu yaptık.Allah yardım etti ve bizlerde bunu başardık.Bu çalışmalardan alnımızın akıyla Aykosan”a yakışır bir sonuçla başarılar elde ettik.
Biz yönetim olarak akla yatkın olan her çalışmada ortak kararlar alıyor ve uyguluyoruz. Yönetim olarak son derece ekip anlayışı ile çalışmalar yapıyoruz. Daha önce yönetim kurulundaydım.Toplantıya katılır fikrimi söylerdim etliye sütlüye de karışmazdım. Ama ne zamanki arkadaşlar benimle yönetmek istediklerinin tavrını ortaya koydular ve ben yönetime geldim bende ortak akıl ile alınan her kararı alıp uygulama yapılması gerektiği kararını aldım.Yapılması gereken bir çalışmayı asla ertelemedik.Yapılacak bir fikir hangi arkadaş ait olursa olsun, Aykosan için faydalı ise onunla ilgili akıl birlikteliği içindeysek o fikir ile ilgili hemen saha çalışmalarına başladık ve bu böyle devam ediyor.
Aykosan yönetiminde 11 arkadaşız ve her arkadaş belli alanlarda deneyimli ve birikimli arkadaşlardır. Mesele bir inşaat işi ise o alan ve konu Mecit abimizin işidir onun yetki ve sorumluluğunda o iş devam eder.

Konu Hukuk alanıysa Musa ağabeyimizin eşi avukat. Aykosan”da ki hukuksal konuların takibini Musa ağabeyimiz sürdürür. Çünkü eşi avukattır.Aykosan yönetimi olarak biz ortüşen fikirler ile yönetim yapıyoruz. Yaklaşık 1.5 yıl oldu ve yapılan olağan toplantılarımızda ki bazılarına sizde katıldınız ve şahit olduğunuz gibi bu toplantılarımızda şimdiye kadar hiç yüksek sesli tartışma ve konuşma yaşanmamıştır. Bana göre bu çok önemli bir göstergedir. Dolayısıyla bu durum Aykosan için son derece önemli bir gelişmedir.Bu hala kavga ederek yönetim yapan diğer siteler içinde örnek bir yönetim anlayışıdır.Aykosan”da bizim yönetimiz döneminde Yüksek Ses Sadece Gülüşlerde duyulur.Biz gülerken yüksek sesle güleriz.

Haber Söyleşi:Turkiye Esnaf Gazetesi

NOT:Teknik sorunlardan kaynaklanan haber ve görsel kayıplar en kısa süre içinde giderilecektir.
Aykosan Başkan M.Necmi Uslu Söyleşi Fotoları
[smartslider3 slider=112]

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu