Maliye Bakanlığı Geilr İdaresi Başkanlığı Ataşehir Hizmet Binası Törenle Açıldı
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Ataşehir Hizmet Binası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete açıldı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmasına, açılışı yapılan binanın ülkeye, şehre ve millete hayırlı olmasını dileyerek başladı.
Başkan Erdoğan, bünyesinde Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu ve Büyük Mükellefler Vergi Dairesi gibi birimlerin yer aldığı eserin ülkeye kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti.
Dünya ekonomisinin en önemli merkezlerinden biri olan İstanbul’un, açılışı yapılan bina ile konumunu daha da pekiştireceğine inandığını dile getiren Erdoğan, koronavirüs salgını sonrası Türkiye ile birlikte İstanbul’un da cazibesinin artacağını söyledi.
Yeni döneme hazırlık için vergi mekanizmalarının etkin ve hızlı işletilmesinin öngörülebilirliğin temel şartı olduğuna işaret eden Erdoğan, “Türkiye’nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla bir hukuk devleti olduğunu bu alanda da göstermekte kararlıyız. Ülkemize yönelik çifte standartları, iki yüzlü tutumları, ön yargılı yaklaşımları hukuk devleti niteliğimizi güçlendirerek aşabiliriz. Yatırım yapmak, kazanç sağlamak, çalışmak, üretmek için çaba gösteren herkesin yanında olmak tüm kurum ve kuruluşlarımızla birlikte temel görevimizdir.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyüme rakamları başta olmak üzere pek çok konuda ülkeyle ilgili tahminlerin, hep fiili gerçekleşmelerin gerisinde kalmasının, potansiyelin zenginliği sayesinde olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Salgının dünya ekonomisinde çok ciddi küçülmeye yol açtığı bir dönemde Türkiye’nin olumlu yönde ayrışacağına inanıyoruz. Nitekim açıklanan her veri bu iddiamızı teyit ediyor. Ülkemizin sadece toparlanma değil, onun da ötesinde çok büyük bir sıçrama sürecinde olduğunu yavaş yavaş herkes kabul etmeye başladı. Ekonomimize kurulan tuzakları birer birer bozarak yolumuza devam ediyoruz. Son olarak 2018 ağustosunda maruz kaldığımız kur, faiz, enflasyon saldırısının önünü aldığımız tedbirler ve kurduğumuz mekanizmalarla kısa sürede kestik.”
“Ekonomi programımızı aynı kararlılıkla uygulamayı sürdürüyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminin çalışmalarının ve emeklerinin karşılığının görülmesini sadece birkaç ay ötelediğini aktararak, bu süreçte sanayiciden esnaf ve sanatkara, çalışanlardan ihtiyaç sahibi vatandaşlara kadar toplumun her kesiminin yanında olduklarını söyledi.
Sosyal koruma kalkanı olarak adlandırdıkları destek programlarıyla doğrudan milletin cebine aktarılan kaynak tutarının 24 milyar lirayı geçtiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinin süresini uzatarak salgın sonrası dönemde de çalışanlarımızın yanında yer almaya devam ediyoruz. Son olarak özellikle salgın kaynaklı bu kısa gecikme dışında ekonomi programımızı aynı kararlılıkla uygulamayı sürdürüyoruz. Küresel düzeyde yeniden düzenleneceği anlaşılan siyasi ve ekonomik yapı konusunda Türkiye gerçekten avantajlı bir yerde duruyor. Daha salgın dönemi bitmeden dünyanın dört bir yanından alternatif üretim ve tedarik kanalları için ülkemizdeki firmalarla temasa geçilmeye başlandı. Devlet olarak tüm kurumlarımız ve imkanlarımızla girişimcilerimizin, iş dünyamızın dinamizmini destekliyoruz.”
“Türkiye’nin salgın sürecinden güçlü çıkması birilerini rahatsız etti”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tabii özellikle de Türkiye’nin salgın sürecinden sağlıktan üretime kadar her alanda böylesine güçlü şekilde çıkması hemen birilerini rahatsız etti.” diyerek, şöyle konuştu:
“Avrupa Birliğinin ekonomiden demokrasiye, şeffaflıktan altyapıya hiçbir alanda esamesi okunmayacak ülkelere kapılarını açarken Türkiye’yi dışarıda bırakması bu rahatsızlığın işaretidir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye’nin demokraside ve ekonomide hedeflerine ulaşmasına engel olamayacaklar. Biz bir kaybedersek onların kaybı beş olacaktır, on olacaktır. Böylesine çarpık bir hesabın uzun müddet sürdürülebilmesi mümkün değildir. Özellikle turizmde, Türkiye’nin sağlık dahil her alanda verebileceği hizmetlerle yarışabilecek bir başka millet tanımıyoruz. Elbette bu konuda daha ilkeli davranan ülkeler de var. Mesela İngiltere. Türkiye’yi karantinadan muaf tutarak attığı olumlu adımla her iki ülkenin de kazanacağı bir iklim tesis etti. Bu bakımdan Sayın Boris Johnson’a özellikle milletim adına teşekkür ediyorum. Avrupa başta olmak üzere, diğer ülkelerin de en kısa sürede aynı yaklaşımı benimseyeceklerini ümit ediyorum. Almanya da şu anda bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanım ve Kültür Turizm Bakanımın da ziyareti sonrası onlar da bu konuyla ilgili olumlu adım atacaklarını açıkladılar, ifade ettiler.”
“Ülkemizde organize sanayi bölgesi sayısı 320’ye ulaştı”
Erdoğan, firmaların önemli bir kısmının salgın döneminde de üretimlerine devam ettiklerini aktardı.
Normalleşme takviminin genişlediği haziran ayında her alanda oldukça güçlü bir canlanma yaşandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Haziranda sanayideki elektrik tüketimi mayısa göre yüzde 36 daha fazla gerçekleşti. İmalat sanayisinde kapasite kullanım oranları 65,8’e kadar çıktı. Ekonomik güven endeksi 73,5 ve reel kesim güven endeksi 89,8 seviyesine geldi. Satın alma yöneticileri endeksi haziranda son 28 ayın zirvesi olan 53,9’a yükselerek ekonomik faaliyetlerdeki genişlemeyi teyit etti. Bu veriyle G-20 ülkelerinin tamamını geride bıraktık. Bir diğer önemli gösterge de müteşebbislik iştahını gösteren sanayi sicil verileridir. Bu yılın ilk yarısında sanayi siciline 7 bine yakın yeni işletme kaydoldu. Sadece haziran ayında 1421 yeni sanayi işletmesi kuruldu. Bu sayı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 91 daha fazladır. Yılın ilk 6 ayında Kocaeli, Manisa Muradiye, Kütahya Seramik, Antalya Korkuteli Mermer İhtisas, Tekirdağ Marmara Ereğlisi, Hakkari Yüksekova organize sanayi bölgeleri kuruldu.”
Durmadan çalışmaya hızla, kararlılıkla devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, “Böylece hem ülkemizde organize sanayi bölgesi sayısı 320’ye ulaştı hem de bu imkana sahip olmayan ilimiz kalmadı. Organize sanayi bölgelerimizde yılın ilk yarısında 583 yeni fabrika üretime geçti. Bu fabrikalar için sanayicilerimiz 10 milyar liraya yakın yatırım harcaması yaptı. En çok teşvik belgesi de haziran ayında düzenlendi. Yılın ilk ayında geçen seneye göre yüzde 14’lük bir artışla 84 milyar liralık sabit yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Bu yatırımlar tamamlandığında 129 binin üzerinde vatandaşımıza yeni iş alanı ortaya çıkacak.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatı haziranda bir önceki aya göre yüzde 36, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 15,8 artırdıklarını belirterek, “Üstelik bu başarıları dünyanın büyük bölümünde salgının tüm hızıyla sürdüğü bir dönemde elde ettik. Dünya bu salgının üstesinden geldikçe ihracatçılarımızın önünde yeni pazarların açılacağını şimdiden görebiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Enflasyonu, en kısa sürede tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız”
Enflasyonu 2018 Ekim’deki yüzde 25 seviyesinden geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 11,8 düzeyine kadar gerilettiklerini anımsatan Erdoğan, “Şu anda da yıllık yüzde 12,6 seviyesinde olan enflasyonu, en kısa sürede tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız ve bunu da başaracağız.” dedi.
İstanbul Borsası endeksinin 116 bin ile oldukça iyi bir performans gösterdiğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Faizlerdeki düşüş, otomobilden konuta, tüm piyasalarda belirgin bir canlandırmayı da beraberinde getirdi. Bakın şu anda özellikle konut satışlarında ciddi bir patlama var. Otomotiv sektöründe ciddi bir patlama var. Sulamadan enerjiye, ulaşımdan sağlığa geniş bir alanda ardı ardına yaptığımız açılış törenleri de ülkemizin kalkınma mücadelesindeki azmin ifadeleridir. Önümüzde hizmete hazır hale gelmiş eserleri tüm yaz ve sonbahar boyunca sürecek bir açılış takvimi var. Durmak yok yola devam. Bu parolayla ülkemize ve milletimize yaptığımız hizmetleri kesintisiz sürdürmekte kararlıyız.”
“Bu defa Türkiye’nin şahlanışını durduramayacaklar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 sebebiyle sembolik bir tören yaptıklarını, salgın olmasaydı şu anda salonun tıklım tıklım dolacağını dile getirdi.
Bugün Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesinin açılışını da sembolik bir törenle yaptıklarını, Kovid-19 salgını olmasaydı oraya da binlerce insanın geleceğini ifade eden Erdoğan, hastanenin Anadolu yakası için bambaşka bir gösterge sebebi olduğunu söyledi.
Kısa bir süre önce de Sancaktepe’de 1008 odalı bir hastane açılışı yaptıklarını, bunların ardı ardına devam ettiğini kaydeden Erdoğan, dün de Konya Ovası Sulaması 1. 2. ve 3. Kısım Sulamalarını hizmete aldıklarını hatırlattı. Erdoğan, “Sular şırıl şırıl akıyordu. ‘Su medeniyettir.’ anlayışımızı Konya’nın kurak ovalarında sulamayla hayata geçirdik.” dedi.
Erdoğan, Kur’an-ı Kerim’de “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” buyrulduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“83 milyon her birimiz kendi içimize sımsıkı sarılacak ve çok çalışacağız ki ülke olarak hedeflerimize ulaşabilelim. Milletimin her bir ferdinde taşı sıksa suyunu çıkarak güç, azim ve kararlılık olduğunu biliyorum. İstiklalimize, istikbalimize, kazanımlarımıza sahip çıkmak için bu gücümüzü tam kapasite kullanmamızın gerektiği bir döneme giriyoruz. Geçmişte bu milleti ya birbirine düşürerek ya siyasi ve ekonomik krizlerle oyalayarak ya teröre boğarak önüne gelen fırsatlara yönelmesini önlemişlerdi. İnşallah bu defa başaramayacaklar. Tarihi tekerrür ettirmek amacıyla içeride ve dışarıda ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu defa Türkiye’nin şahlanışını durduramayacaklar.”
“Türkiye düşmanlarını birer birer tepeleyerek bugünlere geldik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 18 yıldaki istikrarlı yükselişi sayesinde cumhuriyet tarihinin tamamında yapılan hizmetlerin 5-10 katının yapılabildiğini söyledi.
Bu tabloyu bozmak için pek çok teşebbüste bulunulduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Sokakları karıştırmaktan terör örgütlerini harekete geçirmeye, darbe teşebbüsünden ekonomimize tuzak kurmaya kadar her yolu denediler. Hamdolsun milletimiz özellikle son 7 yıldır bu amaca matuf yapılan tüm hamleleri boşa çıkardı. Biz de Allah’ın yardımı ve milletimizden aldığımız güçle Türkiye düşmanlarını birer birer tepeleyerek işte bugünlere kadar geldik. Ülkemiz yakın tarihinde görülmedik ölçüde güçlü bir bölgesel aktör haline geldi. Küresel güç değerlendirmelerinde ülkemizin konumu her geçen yıl yükseliyor. Şimdi büyük ve güçlü Türkiye hedefine her zaman olduğundan daha yakınız. Ülkemizi 2023’e sağ salim ulaştırdığımızda artık Türkiye’yi durdurulamaz bir güç haline getirmiş olacağız. İnşallah evlatlarımıza 2053 ve 2071 vizyonlarını rahatça hayata geçirebilecekleri bir ülkeyi miras olarak bırakacağız. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Yeter ki ezanımızda, bayrağımızda, vatanımızda, devletimizde sembolleşen değerlerimizden taviz vermeyelim. Yeter ki ‘Kim var?’ diye seslenildiğinde sağına ve soluna bakmadan ‘Ben varım.’ diyebilecek bir gençlik yetiştirebilelim. Emin olun gerisi çok kolaydır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışın ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bu muhteşem güzel eser Başbakanlığım döneminde İstanbul Finans Merkezi olarak buraları ilan ettiğim zaman birileri buna inanmamıştı. Çok zaman kaybettik. Şimdi İstanbul Finans Merkezinin ilk tamamlanmış eserini bugün bu şekilde açıyoruz. Ardından da Merkez Bankasından Ziraat Bankasına diğer bankalara varıncaya kadar hepsi şu anda yükseliyorlar. Bunlar bittiği anda da bu bölge tamamıyla gerçekten dünyada nadide bir finans merkezi olarak dünyaya göz kırpacak. Burası çok ciddi bir çekim alanı haline gelecek. Rabb’im hayreylesin. İnşallah o günü de birlikte yaşamayı da bizlere nasip etsin.”
Açılışta konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, koronavirüs salgını nedeniyle IMF ve Dünya Bankası gibi küresel anlamda bir çok kuruluşun global ekonomide yüzde 8-10’lar düzeyinde daralma tahmininde bulunduğunu hatırlatarak, 2020 yılında dünya genelinde büyük üretim kayıpları yaşandığını, işsizliklik oranlarında ciddi yükselme sürecinin başladığını hatırlattı.
Albayrak, koronavirüs salgını nedeniyle Amerika’da işsizlik oranlarının tarihte görülmemiş düzeyde arttığına işaret ederek, “ABD’de son rakamlara göre 45 milyona yakın kişi işsizlik başvurusunda bulundu. Gelişmiş ülkelerde Amerika ve Avrupa’da oldukça yüksek miktarlarda açıklanan destek paketleri ve atılan adımlar, arzu edilen gelişmeleri sağlamaktan uzak kaldı. Tüm dünyanın, özellikle hali hazırda gelişmiş ülkelerin borç yükü zaten yüksek düzeydeyken bu süreçten sonra daha da arttığı bir döneme girdi.” diye konuştu.
“Türkiye pozitif ayrıştı”
Türkiye’nin sağlık alanında olduğu gibi ekonomide de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde hızlıca devreye aldığı kapsamlı politikalarla salgının ekonomi üzerindeki etkilerini en aza indirmeyi başardığını vurgulayan Albayrak, şunları söyledi:
“Dar gelirli ailelerimizin, nakdi yardımla gelir kayıplarını ve nakit ihtiyaçlarını karşıladık. Pandemiden etkilenen bütün sektörlerdeki vatandaşlarımız için devreye aldığımız kısa çalışma ödeneği ile hem işverenlerin masrafını ve yükünü azalttık hem de çalışanların gelirlerini güvence altına aldık. Bu adımların yanında gerek vatandaşlarımız gerek esnafımız ve gerekse de iş dünyamız için devreye aldığımız çok düşük maliyetli finansman destekleri ile vatandaşımıza ve esnafımıza istihdam piyasamızı yüzdürerek ayakta tutmak için çok önemli adımlar attık.
Bunun yanında normalleşme dönemi ile birlikte yani haziran ayının başı ile birlikte bu normalleşme sürecinin etkilerini olumlu anlamda görmek için konut sektörü, otomobil, turizm ve sosyal ihtiyaçlar için devreye aldığımız tarihin en düşük maliyetli paketleri ile birlikte ciddi bir ivmelenme sürecine de başladık. Bu sayede normalleşme döneminde ekonominin tüm göstergelerinde kıyas ülkelerin tamamına göre pozitif ayrışan ülkelerden biri oldu Türkiye.”
Atılan adımlar ve verilen desteklerle birlikte normalleşme sürecinde ortaya koydukları tüm çalışmaların vatandaşların ve iş dünyasının güvenini ve inancını artırmaya devam ettiğine dikkati çeken Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle ekonomik anlamda analist ve uzman özelinde yapılan yorumların tamamına baktığımız vakit dünya tarihinin en büyük ekonomik krizi olarak adlandırılmaya başlanan bu sürecin etkilerini çok daha az yaşayan ve atlatan ülkelerden bir tanesi olduk ve olmaya da devam ediyoruz. İnşallah bundan sonraki süreçte de diğer indikatif değerlerde de pozitif ayrışmaya devam edeceğiz. İşte bu çerçevede özellikle reel kesim güven endekslerinde ciddi yükselişler sağladık. Gerek üretim gerek verimlilik açısından çok önemli bir gösterge olan PMI endeksinde nisan ayındaki 33,4 seviyesinden, haziran ayında eşik değer dediğimiz 50 puanı aşarak 53,9 seviyesine yükselip 2018 Şubat ayından bu yana en yüksek değerine ulaştı. İhracatımız da bu anlamda baktığımızda bu göstergelerle birlikte benzer şekilde yükselişe geçmeye başladı. İnşallah temmuz-ağustos ayında bu süreç daha da olumlu bir şekilde devam edecek.”
“Türkiye’nin tökezlemesine umut bağlayanları hüsrana uğratmaya devam edeceğiz”
Bakan Albayrak, ekonomik göstergelerin hükümetin devreye aldığı tüm adımların ne kadar doğru olduğunu net bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“2018 yılı Ağustos ayında yaşadığımız spekülatif kur saldırıları ve doğrudan ekonomimizi hedef alan yaptırım süreçlerinin üstesinden geldiğimiz gibi sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde pandemi dönemindeki ekonomik zorlukların üstesinden de millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde geleceğiz. 2018 Ağustos’tan beri Türkiye’nin ekonomik bir krize gireceğini söyleyenler, böyle bir krize maddi, manevi ve siyasi yatırım yapanlar bir kez daha pandemi dönemindeki performansımızla hüsrana uğradı ve uğramaya da devam edecek.
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye için gece gündüz demeden çalışmaya, ülkemizi büyütmeye ve Türkiye’nin tökezlemesine sendelemesine umut bağlayanları hüsrana uğratmaya Allah’ın izni ile devam edeceğiz. Biz milletimizle hep kol kola omuz omuza yürüdük. Ülkemizin ve milletimizin refahı ve çocuklarımızın geleceğinden daha önemli hiçbir şey bilmedik. Bundan sonra da milletimiz için bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Önümüzde çok uzun bir yol var. Normalleşme döneminden hedeflerimizin üzerinde bir kazanımla çıkarak ihracata, istihdama ve katma değerli mal üretimine dayalı ekonomik altyapımızı tam anlamıyla dönüştürmeye devam edeceğiz.”
Haber:Maliye Bakanlığı Basın Merkezi-Turkiye Esnaf Gazetesi